Neçirvan Barzanî’nin Bir Milyon Oy Hedefi: Vizyon Sahibi Liderliğin Zaferi
Baxtiyar Seccadî (Koya Üniversitesi Kürt Dili Bölümü Kurucu Müdürü ve akademisyen
11 Kasım 2025’te, Irak parlamento seçimlerinin ilk sonuçları gelirken, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) beklentileri aşarak bir milyon oy eşiğini geçti — bu, Kürdistan Bölgesi Başkanı ve KDP Genel Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzanî’nin ortaya koyduğu cesur bir hedefti. Bu “tarihî zafer” sadece rakamsal bir başarı değil; onun bilge öngörüsünün, kararlı öz güveninin ve pragmatik stratejisinin bir göstergesidir. Bu strateji, KDP’nin konumunu güçlendirirken Irak Kürdistanı’nın ulusal ve uluslararası arenadaki statüsünü de yükseltmiştir.
Jeopolitik çalkantılarla dolu bir çağda, Neçirvan Barzanî’nin vizyoner siyaseti ekonomik refahı, diplomatik beceriyi ve kültürel-toplumsal uyumu sürdürülebilir ilerleme planına dönüştürmüştür. Bu yaklaşım, Irak’ın siyasi manzarasını yeniden şekillendireceği vaat edilen bu seçim döngüsünde doruğa ulaşmıştır.
Başkan Neçirvan Barzanî’nin yükselişi, Kürt tarihinin potasında şekillenen bir direniş mirasına dayanır. 1966 doğumlu olan Barzanî, Kürt ulusal lideri Şeyh Ahmed Barzanî’nin soyundandır; yalnızca bir isim değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun mirasçısıdır. Dedesi, efsanevi Kürt lider Mela Mustafa Barzanî, 1946 yılında Kürdistan Demokrat Partisi’ni kurarak baskı altındaki bir dönemde Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkı ilkesini tesis etmişti. Bugün karizmatik ulusal figür Mesud Barzanî’nin liderliğinde KDP, Orta Doğu’nun önde gelen siyasi partilerinden biridir.
Neçirvan Barzanî’nin çocukluğu, 1976 Cezayir Anlaşması’nın ardından yaşanan sürgünle gölgelenmiş, 1980’lerdeki Enfal soykırımıyla derinden etkilenmiştir. Ancak bu zorluklar onun kararlılığını çelikleştirmiştir. İlk eğitimini İran’da alan Barzanî, 2008 yılında Washington & Jefferson College tarafından fahri doktora ile onurlandırılmıştır. 1991 ayaklanmasından sonra Kürdistan Bölgesi’nin yeni kurumlarının kuruluşunda öncü roller üstlenmiş ve çok boyutlu kalkınmanın şekillenmesinde belirleyici bir figür olmuştur:
- Ekonomik olarak, petrol gelirlerinin etkin yönetimi ve yabancı yatırımlarla,
- Siyasi olarak, Bağdat’la olan federal gerilimleri yumuşatan yapıcı diyaloglarla,
- Kültürel olarak ise Kürt kimliğini güçlendiren sosyal ve kültürel girişimlerle katkıda bulunmuştur.
2025 seçimlerindeki bu zafer – KDP’nin Irak genelinde oyların %9,4’ünden fazlasını alarak önemli sayıda sandalye kazanması – doğrudan Barzanî’nin gerçekçi stratejisinin ürünüdür. Seçim kampanyası boyunca bir milyon oy hedefini kibir değil, öz güce dayalı ölçülebilir bir taahhüt olarak sundu. Irak Kürdistanı halkını, Bağdat’ın finansal himayesine bağımlı kalmaktan vazgeçmeye ve Irak Anayasası’nın tüm maddelerinin uygulanmasıyla gerçek federalizmin tesisine çağırdı.
Bu yaklaşım, Barzanî’nin geniş vizyonunu yansıtıyordu: Pragmatizm yoluyla ilerleme.
Neçirvan Barzanî’nin sezgisel öngörüsü, seçim başarısının soyut söylemlerle değil, somut sonuçlarla – iş, altyapı, güvenlik – kazanılacağını kavramasındadır.
2014–2024 yılları arasında Kürdistan Bölgesi’nin GSYİH’si yıllık ortalama %7 büyüme göstermiştir. Bu, tarım, turizm ve yenilenebilir enerjiye yapılan çeşitlendirilmiş yatırımlarla sağlanmıştır. 2020’de kurulan Kürdistan Kalkınma Şirketi, 5 milyar dolardan fazla yerel yatırımı yönlendirerek işsizliği %14’ten %8’in altına düşürmüştür (özellikle Erbil ve Duhok’ta).
Barzanî, bu başarıları seçim kampanyasında öne çıkararak seçmen ilgisizliğini coşkuya dönüştürdü; Kürdistan Bölgesi’nin birçok şehrinde kutlamalar düzenlendi. Onun stratejisi gerçekçiydi çünkü Kürdistan’ın zayıf noktalarını – Bağdat’la petrol anlaşmazlıkları, DEAŞ’ın kalıntıları, Anayasa’nın uygulanmaması – inkâr etmedi; aksine, bu zorlukları fırsata çevirdi.
Neçirvan Barzanî’nin kalıcı mirasının merkezinde sürdürülebilir kalkınma ilkesi yatmaktadır. Bu ilke, sadece KDP’nin çekiciliğini artırmakla kalmadı; aynı zamanda Kürdistan Bölgesi’nin ahlaki ve stratejik pusulası olarak konumunu da pekiştirdi.
Barzanî’nin öz güce dayalı kalkınma vizyonu, kültürel alanda da kendini gösterdi. Küreselleşme çağında kimliğin korunması için binlerce eski Kürt el yazması ve belgenin dijitalleştirilmesini destekledi. Bu girişimler, kapsamlı bir vizyonun parçasıdır:
Ekonomik büyümenin toplumsal adaleti finanse ettiği, kültürel dinamizmin ise siyasi birliği ilham verdiği yenilenme döngüsü olarak kalkınma.
Bu zafer, KDP’nin parlamentodaki etkisini artıracak, Irak Anayasası’nın ilgili maddelerinin tam olarak uygulanmasını ve Kürdistan’daki büyük projelere federal bütçe tahsisini güvence altına alacaktır. Böylece Neçirvan Barzanî, Kürdistan’ın kalıcı refahının mimarı olarak konumunu daha da güçlendirmiştir.
Barzanî’nin liderliğinin bir diğer derin yönü ise hoşgörü ve ılımlılık inşasına olan yaklaşımıdır. Kürdistan Bölgesi; Kürtler, Araplar, Türkmenler, Êzidîler, Hristiyanlar ve diğer topluluklara ev sahipliği yapan çok kültürlü bir yerdir. 2014’teki Êzidî soykırımı gibi tarihî travmalar, bölgesel fay hatlarını derinleştirmiştir. Ancak Neçirvan Barzanî, kapsayıcı bilgelik anlayışıyla bu toplulukları sadece “azınlık” olarak değil, sistemin eşit paydaşları olarak görmüştür.
Bu kapsayıcılık sadece bir söylem değil, stratejik bir ortaklıktır: toplumsal uyumun istikrarın temeli olduğunu bilen bir anlayış. Barzanî’nin toplulukları şahsen ziyaret etmesi, onların anlatılarını uluslararası diplomatik platformlara taşımış ve kendisine Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları kuruluşlarından övgü kazandırmıştır.
Bu kapsayıcı yaklaşım, seçimlerde de karşılık buldu: Duhok, Zaho ve Şêxan gibi çok kimlikli bölgeler, KDP’ye ezici destek verdi. Barzanî onlar için tek boyutlu bir lider değil, çoğulculuğun koruyucusu olarak görülüyor. Bu çabalar yalnızca iç bölünmeleri azaltmadı; KDP’yi uyum, birlikte yaşama ve denge partisi olarak konumlandırdı.
Dünya çapında takdir gören Neçirvan Barzanî’nin diplomatik ustalığı, bu seçim başarısının temel taşı olmuştur. Kürdistan’ı dünyaya marjinal bir bölge olarak değil, bölgesel istikrarın güvenilir ortağı olarak tanıttı. Davos’tan Washington’daki düşünce kuruluşlarına kadar, “modern Kürtlük” anlatısını temsil etti.
Erbil’deki teknoloji merkezleri artık Dubai’dekilerle yarışıyor; Kürdistan Bölgesi iş gücünün %40’ını kadınlar oluşturuyor.
- Türkiye ile ticaret yıllık 10 milyar doları aşarak dengede,
- İran’la kültürel değişim barışçıl iş birliğini teşvik ediyor,
- Şii liderliğindeki Bağdat hükümetiyle petrol paylaşım anlaşmaları, ekonomik krizleri önledi.
Kürdistan içinde ise Barzanî’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ile kurduğu köprüler, iki ana parti arasında daha derin bir anlayış sağlamıştır.
Bu “bir milyon oy” zaferinin hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yankıları kaçınılmazdır.
- Ulusal düzeyde, Neçirvan Barzanî’nin KDP Başkan Yardımcısı ve Kürdistan Bölgesi Başkanı olarak çift rolü, Irak’ta federal düzeyde daha büyük bir etki – belki de bir Kürt başbakan yardımcılığı – için zemin hazırlayabilir.
- Uluslararası düzeyde ise onu “başarılı siyasi liderliğin modeli” haline getiriyor: Müslüman, demokrat, ılımlı bir lider olarak kalıpları kırıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı ve Avrupa Parlamentosu’ndan daha fazla davet alması bekleniyor; bu da Kürdistan’ın terörle mücadele ve enerji çeşitliliği konularındaki sesini güçlendirecektir. Bu küresel itibarı, bölgeye daha fazla yabancı yatırım çekilmesini sağlayacaktır.
Başbakan Mesrur Barzanî’nin de belirttiği gibi, “bir milyon oy” sonucu, sadece bir seçim başarısı değil; güçlü diplomatik altyapının ve yerel dinamizmin bir yansımasıdır. Neçirvan Barzanî’nin 2023 BM İklim Göçü Konferansı’na katılımı gibi küresel etkinliklerdeki görünürlüğü, KDP’yi çağdaş bir güç olarak tanıtmıştır.
Sonuç olarak, “Bir Milyon Oy Meydan Okuması” aslında Neçirvan Barzanî’nin meydan okumasıdır:
Seçmen eğilimlerini öngören bilge bir vizyon, toplumları güçlendiren öz güce dayalı politikalar ve riskleri yöneten diplomatik bir gerçekçilikten doğmuş bir zaferdir.
Bugün Kürdistan, parlamentoda güçlü bir aktör olarak dururken, Neçirvan Barzanî’nin sürdürülebilir kalkınma, çoğulculuk, birlikte yaşam ve küresel katılım alanlarındaki katkıları, mirasının kalıcı olmasını garanti ediyor.
Karmaşa potansiyeli yüksek bir bölgede, o bize şunu hatırlatıyor:
Gerçek liderlik uçurumların üzerine köprü kurar ve zorlukları dönüm noktalarına dönüştürür.
Bir milyondan fazla oyla yankılanan çağrısı sayesinde, Irak Kürdistanı’nın geleceği artık umutla parlıyor — hayal etmeye cesaret eden ve bunu başaran bir liderin emin ellerinde.