1700 YILLIK PARMAK ARASI TERLİK MOZAİĞİ GÜN IŞIĞINA ÇIKTI
Mozaikte yer alan bu küçük ama dikkat çekici ayrıntı, basit bir terliğin aslında insanlık tarihindeki uzun yolculuğunu gözler önüne seriyor. Bugün sahillerde, kent sokaklarında ve moda defilelerinde gördüğümüz parmak arası terlik, meğer antik çağlarda da gündelik yaşamın vazgeçilmez parçalarından biriymiş.
Parmak arası, Japon samuray ve geyşaların giydikleri zori’den esinlenerek halk arasında ‘tokyo’ adıyla anılmaya başlandı. Bu terliklerin geçmişinin 15.000 yıl öncesine dayandığını ise British Museum ve Met Museum’daki örneklerden biliyoruz.
Papirus’tan, altına kadar her türünün çeşitli uygarlıklarca üretildiğini, Antik Mısır döneminde altın parmak arasının cenazelerde giyildiği ortaya çıktı. Taş devrinden günümüze kadar uzanan parmak arasının özellikle 1950’ lerden sonra vazgeçilmez oluşu ve giderek yaygınlaşmasının nedeni rahatlık dışında, ayakların hava alması ve esnekliği.
Batılılar, yürürken çıkardığı sesten dolayı ‘flip-flop’ adını verdikleri parmak arası terlikle özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında Amerika’nın Japonya ile girdiği savaşta tanıştılar. Kısa sürede benimsedikleri bu terlik, savaş sonrasında özellikle Kaliforniya kumsallarında bir moda haline geldi.
Parmak arası terlik, belki de giyim dünyasında zenginle fakir arasındaki sınıf farkını ortadan kaldıran en güçlü sembollerden biri. Çünkü onu yalnızca sıradan insanlar değil, krallar,, film yıldızları, işçiler de giyiyor. Aynı sahilde yan yana uzanan iki kişiden biri milyarder, diğeri asgari ücretli olabilir; ama ayaklarındaki parmak arası terlik onları eşitliyor. Başlangıçta yalnızca sahillerde ve günlük yaşamda tercih edilen parmak arası, zamanla farklı bir kimlik kazandı.
Moda dünyasının dikkatini çeken bu sade tasarım, podyumlara taşındı. Moda tasarımcıları parmak arası terliği, film festivallerinde yıldızların ayağına giydirdi. Daha sonraları ise sadece tatil köylerinde değil, lüks restoranlarda, film festivallerinde ve davetlerde bile “abiye” kombinlerle kullanılabiliyor hale geldi. Hollywood yıldızlarının kırmızı halıda dahi tercih etmesi, bu terliği bir “rahatlık ve konfor simgesi” haline getirdi.
Bir çok film festivalinde ünlü yıldızların bile tercihleri parmak arası ile daha rahat ettiklerine bizzat tanık oldum. Parmak arası terlik bugün sadece bir yazlık rahatlık unsuru değil, aynı zamanda dev bir sektör. Dünyanın her ülkesinde üretiliyor, satılıyor ve milyonlarca insan tarafından tercih ediliyor. Sektörün küresel ekonomiye katkısı milyarlarca dolarla ölçülüyor. Üstelik üretim çeşitliliği de oldukça geniş. Sade plastik modellerden deri abiyelere, el yapımı geleneksel tasarımlardan altın işlemelilere kadar uzanan bir yelpaze mevcut.
Adı ister flip-flop, zori veya tokyo olsun parmak arası hayatımızın parçası haline geldi. Bir başka deyişle, parmak arası terlik sadece ayaklarımızı serinleten ve rahatlatan basit bir aksesuar değil, aynı zamanda toplumsal sınıfları aşan, ekonomik eşitsizlikleri yok eden ve farklı kültürleri ortak bir noktada buluşturan evrensel bir sembol.
Belki de bu sade terlik, insanlığın binlerce yıldır değişmeyen en büyük gerçeğini hatırlatıyor. Güç, zenginlik ve ayrıcalıklar gelip geçici ama ayaklarımızın altındaki bu basit terlik, hepimize aynı eşitlik duygusunu yaşatıyor ve gücü yok ediyor. Kimi zaman bir kralın, kimi zaman bir işçinin, kimi zaman da bir yıldızın ayağında görülen parmak arası, aslında hepimize şunu fısıldıyor
Hayatın en değerli tarafı gösteriş değil, paylaştığımız ortak insanlık mirası olan eşitlik duygusudur. Sicilya’ya tekrar yapacağım ilk seyahatte 1700 yıllık parmak arası mozaiğini mutlaka göreceğim